Bitlis’in 20 bin nüfuslu turistik ilçesi Ahlat’ın son bir haftadır yeni bir mahallesi var; Donetsk TOKÄ°! Sakinleriyse Ukrayna’daki çatışmalar sebebiyle CumhurbaÅŸkanı Tayyip ErdoÄŸan’ın talimatıyla Türkiye’ye yerleÅŸtirilen 72 Ahıskalı Türk ailesi. Harkov’dan gelen Ahıskalılar yeni evlerinin kapılarını ilk defa Hürriyet’e açtı.
UKRAYNA ve Rusya arasındaki çatışmalarda köyleri bombardımanlarda zarar gören Ahıskalı Türkler’in temsilcileri, 20 Mart 2015’te Kiev ziyareti esnasında CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’la bir araya gelerek sıkıntılarını anlattı. ErdoÄŸan’ın “Türkiye’ye alalım” talimatı üzerine Dünya Ahıska Türkleri BirliÄŸi (DATÜB)’nin organizasyonuyla bir liste çıkarıldı. Ukrayna’da yaÅŸayan 10 bin Ahıska Türkü’nden sayısı yaklaşık 3 bini bulan 677 aile Türkiye’ye taşınmaya karar verdi. 27 Nisan 2015’te Bakanlar Kurulu kararıyla Ukrayna’dan gelecek Ahıskalı Türklere yerleÅŸmeleri için Erzincan’da Üzümlü ve Bitlis’te Ahlat’ta TOKÄ° konutları gösterildi.
‘RUS Ä°SÄ°M MÄ°, TÜRK Ä°SÄ°M MÄ°?’
Ä°lk 150 aile, 25 Aralık 2015’de Üzümlü’ye geldi. Ardından etap etap aile sayısı 300’ü buldu. Bitlis’in Ahlat ilçesine yerleÅŸecek 72 aileyse geçen hafta yeni evlerine girdi. Ukrayna’nın Harkov ÅŸehrinden kalkan özel uçakla MuÅŸ üzerinden Ahlat’a gelen Ahıskalı Türkler, ‘Donetsk TOKÄ°’ diye anılan mahallelerinde, kapılarını ilk kez Hürriyet’e açtı. Ahlat’ın yeni sakinlerinin çoÄŸu Özbekistan’dan göçten sonra 27 yıldır Ukrayna’da yaşıyordu. Aralarında doktor ve keman öÄŸretmeni gibi meslek sahipleri var ama çoÄŸunluk çiftçi. Soyadlarını söylerken “Rus olan mı yoksa yeni Türk ismim mi?” diye bir kararsızlık yaşıyorlar.
Ä°NSANLARINI ÇOK SEVDÄ°K
Ardından Karadeniz ÅŸiveli Türkçeleriyle anlatmaya baÅŸlıyorlar... Ä°lk söz, mahallenin fahri muhtarı 61 yaşındaki Hamza Kehvan’da: “SavaÅŸ, savaÅŸtır. Tedirgindik. Türkiye’ye gelmeyi istiyorduk ama maddi durumdan göç edemiyorduk. Zor inandık ama sonunda ata babalarımızın memleketine geldik. Ahıska hayat boyu kapalı olduÄŸundan bize sadece Türkiye Cumhuriyeti kalıyor.”
Ardından sözü Donetsk’te cerrahlık yapan Kazım Kazımov alıyor: “SavaÅŸ sırasında hastanede yaralılar bize geliyordu. Ancak sonra Kırım’a oradan Ä°stanbul’a geldim. Çoktandır gelmek istiyorduk. Oradaki evimizi kapattık ama gidip satmak lazım. Buranın en çok insanlarını sevdik.” Kazımov mesleÄŸini yapıp yapamayacağınıysa bilmiyor.
ESAS VATANLARI BURASI
Erzurum Atatürk Üniversitesi emekli ÖÄŸretim Üyesi Prof. Dr. Enver Konukçu, Ahıskalı Türklerin Türkiye’ye göçüyle ilgili ÅŸu deÄŸerlendirmeyi yaptı: “Aslında esas vatanları Türkiye’dir. Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu 16. Yüzyılda Gürcistan’da geniÅŸledikçe bölgeye Türkleri yerleÅŸtirdi. Fakat Ahıska Türklerinde müthiÅŸ bir köktencilik vardır. Kendi tarihlerini ve nereden geldiklerini çok iyi bilirler. Esas vatanları Türkiye olmakla birlikte ana vatanları Ahıska’dır ve eski vatanlarına dönmeleri lazım. 1944’teki sürgünden sonra Ahıska’daki topraklarına güneydeki Ahılkelek’teki Ermeniler yerleÅŸtirildi. Ancak bu sefer de Gürcülerle anlaÅŸmazlık çıktı. Bölgede ÅŸu an Gürcü nüfusu hakim.”
Buradaki mutfaklaraalışamadık
Ahıskalı kadınların bazı sıkıntıları var. ÖrneÄŸin salon ve mutfağın iç içe olduÄŸu evlere henüz alışamamışlar. Çalışmak istediklerini de özellikle belirtiyorlar.
Ninelerimiz ‘Kafkas Kafkas’ diye diye öldü
76 yaşındaki Simizar Hadimova zor günleri anlatıyor: “Babamı Ahıska’da askere aldılar, bir daha geri gelmedi. Daha sonra Özbekistan’da ahırlarda yaÅŸadık, samanlarda uyuduk. Ukrayna Müslüman olmadığından zordu. Çok soÄŸuktu, o günlerden titreme kaldı. Annem kahrından 40 yaşında öldü. 10 çocuÄŸum var, hepsi baÅŸka yerde. Ukrayna Müslüman olmadığından zordu. Gelirken “Bize bakabilirler mi?” diye korktuk ama ‘vatan’ diye geldik. Kendi vatanımızda öleceÄŸiz. 10 nine ‘Kafkas’ diyerek ölüp gitti.” Simizar Hanım’ın kızı ise “Hazırlık için ‘Hiçbir ÅŸeyinizi almayın, her ÅŸey hazır olacak’ dendi. Tarlalarımızı ekmeye devam ettik, ‘Yarın gidiyorsunuz!’ denince komÅŸularla helalleÅŸemeden kapıyı çektik, ayrıldık. Anam Allah’a ÅŸükür ki vatana ulaÅŸtı” diyor ve annesinin yanağına bir öpücük konduruyor.
Kapalıyız... Daha nasıl kapanalım
AHISKALI kadınlarla sohbete geçiyoruz. Halime Tayfur gözleri dolarak Ukrayna’ya asla geri dönmeyeceÄŸini söylüyor: “Babam ‘Vatana gidin’ diyerek öldü. Gelmeseydik oÄŸlumu savaÅŸa götüreceklerdi. Allah razı olsun bizi vatanımıza getirenlerden. Bazıları ‘Orada teröristler var, sizi dağın dibine koyacaklar’ diye gelmedi ama ne terörist var ne bir ÅŸey. Kapımızın önünde camii var.” KonuÅŸtuÄŸumuz kadınlar kıyafet konusunda kafalarının karışık olduÄŸunu mırıldanıyorlar: “‘Burası Ukrayna deÄŸil, daha kapalı giyinin’ diyorlar. Biz zaten kapalıyız. Daha nasıl kapanalım”
Donetsk TOKÄ°
Dünya Ahıska Türkleri BirliÄŸi (DATÜB) Genel Sekreteri Fuat Uçar Ahıskalı Türkler’in neden Erzincan’da Üzümlü ve Bitlis’te Ahlat’ta TOKÄ° konutlarına yerleÅŸtirildiÄŸini ÅŸöyle açıklıyor: “Derli toplu göç istediÄŸimizden CumhurbaÅŸkanlığı ve BaÅŸbakanlık bize yüksek nüfuslu, iç donanımları yapılmış, hazır konutlar olarak buraları gösterdi. TOKÄ°’nin yeniden ev yapmasını bekleyemezdik.
Üzümlü’deki konutlar maddi bir anlaÅŸmazlık sebebiyle elde kalmış. Ahlat’ta da sosyal konut olarak yapılmış ama kimseye verilmemiÅŸ. TOKÄ°, ‘Beklerseniz 2 yıl sonra yeni ev yapabiliriz’ dedi ama Ukrayna’daki Ahıskalı Türkler ‘Burada 2 yıl deÄŸil 2 saat bile durmak istemiyoruz. DaÄŸ başında bile yaÅŸarız’ dediler.”
Zeynep BÄ°LGEHAN
200 yıllık sürgün
Ahıskalı Türkler’in göç hikâyesi 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşının sonunda, ÅŸimdiki Gürcistan sınırları içinde yer alan Türkiye’ye 15 kilometre mesafedeki Ahıska bölgesinde baÅŸlıyor. Abastuban, Adigön, Aspinza, Ahılkelek, Azgur ve Hırtız gibi kasabalar ve buralara baÄŸlı 200 köy, 250 yıl Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu idaresinde kalıyor. Ancak 1829 yılındaki Osmanlı-Rus Savaşı sonunda imzalanan Edirne AnlaÅŸması’yla Ahıska savaÅŸ tazminatı olarak Rusya’ya bırakılıyor. Bu dönemde Ahıska Türklerinin bir kısmı baÅŸta Erzurum olmak üzere Anadolu’ya, bir bölümü Orta Asya’ya göç ettirildi. Bir bölümü de Ahıska’da kaldı. Ä°kinci Dünya Savaşı’na kadar büyük baskılar altında yaÅŸayan Ahıska Türkleri, 14 Kasım 1944’te Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler BirliÄŸi (SSCB) Devlet BaÅŸkanı Josef Stalin’in ani bir kararıyla yerlerinden, yurtlarından çıkarılıyor ve yaklaşık 100 bin Ahıskalı Türk, insani olmayan koÅŸullarda, bir aylık tren yolculuÄŸuyla Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan’a sürülüyor. Zor kış ÅŸartlarında aç susuz, çoluk çocuk, yaÅŸlı, kadın 20 bine yakın Ahıska Türkü’nün zorunlu göç sırasında hayatını kaybettiÄŸi tahmin ediliyor.
Gittikleri bölgelerde köylerinden çıkmaları bile yasak olan Ahıskalı Türkler, 11 yıl ambargo altında yaÅŸadı. Bir köyde olan aile bireyi, diÄŸer köydeki kardeÅŸini, annesini, babasını tam 11 yıl boyunca göremedi. Sonra Sovyetler BirliÄŸi’nde seyahat edebilme hakkına kavuÅŸtular ancak 1989’da ikinci büyük sürgünü yaÅŸadılar; Özbekistan’ın Fergana vadisindeki etnik bir gerilim sonrasında bölgedeki nüfusun büyük bölümü Rusya, Azerbaycan ve Ukrayna’ya göç etmek zorunda kaldı. Dokuz ülkeye dağılan Ahıskalı Türkler’in nüfusu yaklaşık 600 bin. Türkiye’ye ilk göçleri 1991’de Turgut Özal döneminde oldu. Arada serbest göçle de gelenlerle birlikte Türkiye’de ÅŸu an tahmini 50 bin Ahıskalı Türk var. En yoÄŸun yerleÅŸtikleri iller Bursa, Antalya, Ä°stanbul ve Ä°zmir. Bundan sonraysa listeye iki il daha eklenecek; Erzincan ve Bitlis! Çünkü 25 yıl sonra, Ukrayna ve Rusya arasındaki çatışmalar Ahıskalı Türklerin Türkiye’ye ikinci defa iskanlı göçle gelmesine neden oldu.
Zeynep BÄ°LGEHAN Hürriyet gazetesi