KURUMSAL
DATÜB Genel Başkan Yardımcısı İsmail Mamet, Türk Dünyası’nın dil, tarih, kültür, sanat, eğitim, enerji, diaspora ve diğer alanlarda bilimsel araştırmalara ortak bir zemin oluşturmak için düzenlenen “Uluslararası Türk Dünyası Sempozyumu”nun hayırlara vesile olmasını dileyerek, düzenleme kuruluna teşekkür etti. Katılımcıları, DATÜB Genel Başkanı Ziyatdin Kassanov ve Ahıskalı Türkler adına selamlayan Mamet konuşmasında, Ahıska Türklerinin Sovyetler Birliği lideri Stalin’in emriyle 14 Kasım 1944 yılında tarihi vatan Ahıska’dan sürgün ve 78 yıl önce yaşanan acıların ve vatan hasretinin toplum olarak ilk günkü gibi tazeliğini koruduğunu belirtti.
Ahıska’nın, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Sovyetler Birliği sınırları içinde kalan Gürcistan'a bağlandığını ve bu dönemin SSCB içindeki tüm Türk ve Müslüman topluluklar gibi Ahıska Türkleri için de acıların başlangıcı olduğunu söyleyen İsmail Mamet, en acılı olanın ise, dönemin SSCB Lideri Stalin’in, İkinci Dünya Savaşı'nda Rus ordusunda Almanlara karşı ön cephede savaşan Ahıskalı Türk askerlerinin geride bıraktıkları ailelerini bu topraklardan temizlemek için sürgün kararını imzaladığını, sürgünün gerekçesini ise Ahıska Türklerinin, 2. Dünya Savaşında Nazilerle işbirliği yapması" olarak gösterdiğini, ancak Sovyetlerin dağılmasıyla, bu iddianın doğru olmadığı ve gerçek amacın başka olduğunun ortaya çıktını, Kırım ve Ahıska Türklerinin sürgününün aslında bölgeyi Türklerden temizlemek amacıyla yapıldığının anlaşıldığını bildirdi.
DATÜB Genel Başkan Yardımcısı İsmail Mamet konuşmasında, Ahıska Türklerinin sürgün sırasında ve sonrasında sürgün yerlerinde yaşadıkları zorluklara değinerek, yalnız 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla yasak olan iki isim, İSLAM ve TÜRK isminin dillerde yeniden, açıkça söylenmeye başlandığını ve bağımsızlığını yeni kazanmış ülkelerde yaşayan Ahıskalı Türklerin de bundan sonra teşkilatlanmaya giderek, vatan Ahıska’ya dönmek için çalışmalar başlattıklarını ifade etti. Bu yönde kurulan ilk oluşumlardan birinin Kazakistan Ahıska Türkleri Milli Merkezi olduğunu belirten Mamet, “Ahıskalı Türkler olarak bizler bu oluşumları kurarak hakların kazanılması, sürgün damgasının üzerimizden kaldırılması için harekete geçileceğine, yeni sayfaların açılacağına inandık. Yapılan onca çalışmalar olsa bile, Ahıskalı Türkler istediğini alamadığı ancak mücadelenin her zaman sürdürüldüğünü bildirdi.
“2010 yılında Bakanlar Kurulunun kararı ile DATÜB kuruldu ve vatan Ahıska konusunda her zaman aktif oldu.”
DATÜB’ün hizmetlerinden milletimizin daha rahat bir şekilde faydalanması için Ahıskalı Türklerin toplum halde yaşadıkların 9 ülkede temsilcilikler açıldı. Bugün, halkımızın, başı sıkıştığında gidip çalabileceği, sorunlarını iletebileceği bir kapı var. Ahıskalı Türklerin yaşadıkları coğrafyalarda yapılan çalışmalara ilave olarak vatan Ahıska’ya dönüş konusunda da DATÜB hep dik durdu, gerekli çalışmaları yapmaktan hiçbir zaman geri durmadı. 2015 yılında vatanımız Ahıska’ya göç etmek isteyen ailelere destek verildi. Bu destekler neticesinde Ahıska başta olmak üzere Gürcistan genelinde toplamda 43 evin alınmasına maddi yardımda bulunduk. DATÜB Genel Başkanımız Ziyatdin Kassanov başkanlığında DATÜB olarak defalarca vatanımız Ahıska’ya ziyaret gerçekleştirdik. Ahıska’ya göç eden kardeşlerimize TİKA ve YTB desteğiyle ihtiyarlarımızın ve gençlerimizin vatanlarını ziyaret etmeleri sağladık. Ahıska’da yaşayan Ahıskalı ailelerin eski ve yıpranmış çatılarının yine TİKA ile işbirliği kapsamında tamir tadilat yaptırıldı. YTB ile işbirliği kapsamında Samskhe-Javakhety Devlet Üniversitesi’ne ve Gürcistan’ın diğer üniversitelerine, 2015 yılında başlatılan proje kapsamında 70’den fazla öğrenci gönderildi. Yine farklı ülkelerden Türkiye’ye eğitim için gitmek isteyen gençlerimize de destekte bulundu. Gürcistan konusunda çalışmalar hızlı bir şekilde devam etmektedir. 78 yıl sonra DATÜB olarak bizler artık sadece kendi coğrafyamızda değil Avrupa’da da yapılan çalışmalarla kendine özgün yeri tutmayı başarmıştır. DATÜB, 2018 yılı içerisinde uzun süren incelemeler sonucu, Avrupa Konseyi, Uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği’ne üye olarak kabul edildi. Bir zamanlar Ahıska kelimesini dile getiremeyip Alyaska diyenler vardı. Şimdiyse AHISKA ve DATÜB ismi bir markaya çevrildi. Şimdi herkes kendisini Ahıskalı olarak görüyor ve bu da bize gurur veriyor.
Milletimiz, yapılan onca zulüm ve tarihten silme girişimlerine rağmen yılmadan, bıkmadan ayakta kalmayı başardı ve deyim yerindeyse küllerinden yeniden doğdu.
Bunun başarılmasında en büyük motivasyonumuz milletimizin tek çatı altına toplanması oldu.
Bugün, DATÜB dünyanın 9 ülkesinde faaliyet gösteren temsilcilik ofisleri, sadece Türkiye’de İstanbul’da bulunan Genel Merkez ve diğer il ve ilçelerdeki toplamda 14 ofisi ve bünyesindeki Gençlik Kolları, Kadın Kolları ile milletimize hizmet vermektedir. Bu temsilciliklerimizde verilen ücretsiz hizmetler ile milletimiz vatandaşlık, ikamet izni ve diğer başvuru belgelerini daha rahat bir şekilde hazırlamaktadır.
DATÜB’ün ana hedefleri içerisinde yer alan farklı ülkelerde yaşayan Ahıskalı kardeşlerimizin bir araya getirilmesi, örgütlenmesi hususunda da çalışmaları her geçen gün hızlandırılmaktadır. Bu istikamette DATÜB bünyesinde kurulması için çalışmalara başlanan ve vatanımız Ahıska’ya dönüş, haklarımızın iadesi konusunda faaliyet gösterecek “Rehabilitasyon Komisyonu”nun da önemini anlamak gerek. Ahıskalı Türklerin toplum halde yaşadıkları ülkelerden katılan komisyon üyelerinin katılımı ile yakın zamanda kapsamlı çalışmaların ve elde edilecek sonuçların şahidi olacağız. Artık Ahıskalı Türklerin üzülmek dönemi geride kaldı. Bizler, bundan sonra ancak eğitimle, sporla, bilimle, ilimle ilgilenerek hak ettiğimiz yere geleceğiz ve milletimizi de en iyi şekilde temsil edeceğiz. Profesörlerimizin, devlet adamlarımızın, politikacılarımızın, yetişmesi için çabalarımızı sürdüreceğiz. Çünkü biz, o zor günleri artık geride bıraktık. Çünkü milletimizin önünde giden bir lokomotif rolünü oynayan DATÜB var. Biz, milletimizin isminin en yüce noktalarda konuşulmasını sağladık.
“Türk Dünyası ile bağlarımızı daha da güçlendirmek için faaliyet gösteriyoruz.”
Ahıskalı Türkler olarak sorunlarımızın çözümü istikametinde çalışmalar yaparken diğer taraftan da Türk Dünyası ile bağlarımızı daha da güçlendirmek için faaliyet gösteriyoruz. Bu anlamda Kazakistan’da çıkarılan Ahıska gazetesi ve Türk Birliği ismini verdiğimiz dergimiz artık Türk dünyası arasında bir köprü oldu. Dergimizin her 3 aydan bir yayınlanan sayısında Türk dünyası ile ilgili haberler, Türk toplulukları hakkında tarihi ve kültürel bilgiler, makaleler yayınlanmaktadır. Ayrıca Türk dünyasına hizmet eden sanatçı, akademisyen, bilim insanları, siyaset ve diplomat kişilerle de yaptığımız röportajlar günümüzde Türk Birliğine yönelik yapılan çalışmaları gün yüzüne çıkarmak ve bağlarımızı daha da güçlendirmektedir. Ahıskalı Türklerin yaşadıkları coğrafyalarda Türk dünyası adına kültürel etkinlikleri her zaman destekliyoruz. Biliyoruz ki, bizi birbirimize daha da kenetleyen şeyin adıdır Kültürümüz. Ortak kültür, ortak değerlerimiz bizi her zaman dimdik ayakta tutarak bizleri daha da güçlendirecektir.
Son olarak, temennimiz şu ki, sürgünden 78 yıl geçmesine rağmen her zaman güçlü irade ortaya koyan, yıkılmayan, eğilmeyen, dimdik ayakta duran, vatana olan ümidini canlı tutan, bir gün yeniden vatana kavuşmanın hasreti ile yaşayan milletimizin kalbi her zaman sevgiyle çarpacak ve yaşadıkları yerlerde her zaman huzur içerisinde yaşayarak, daha nice güzel günler görecekler. Türk Dünyası içerisinde önemli yer tutan toplumumuza ve Türk dünyasına Allah bundan sonra o zor günleri bir daha yaşatmasın. Bir daha düzenlemiş olduğunuz “Uluslararası Türk Dünyası Sempozyumu”nun hayırlara vesile olmasını diliyorum.