KURUMSAL
Darbe girişimi sonrası Ukrayna’ya kaçan, gerçek kimliğini gazeteci olarak gizlemeye çalışan FETÖ'nün sosyal medya imamı Yusuf İnan’ın “Ukrayna’daki Hain Ahıska Çeteleri Türkiye’nin Milli Güvenlik Sorunudur!” isimli makalesine ve diğer iftiralarına dair açıklama
Değerli Milletimiz,
Ahıskalı Türkler tarihte birkaç kere sürgüne maruz kalsa da her zaman hayata tutunmayı başarmış şerefli bir toplumdur. 14 Kasım 1944 sürgününden günümüze kadar geçen 76 yıllık sürgün süre boyunca ne dinini, ne dilini, ne örf adetlerini ne de diğer manevi değerlerini kaybetmeyen milletimiz, dünyanın 10 ülkesinde toplum halde yaşamlarını sürdürmektedir. Bugüne kadar beraber yaşadığımız farklı ülkelerdeki toplumlar tarafından her zaman takdir ve saygı gördük. Çünkü, saygımız, sadakatimiz, namusumuz, şerefimiz ve ferasetimizle her zaman örnek bir toplum olma özelliğimizi koruduk, korumaya da devam ediyoruz.
Fakat ne yazık ki, her kes için iyi olmak mümkün değil. Her ne kadar 76 yıldır sürgünde yaşayan bir toplum olsak da bulunduğumuz ülkelerdeki çalışma azmimizi, başarımızı kıskananlar, bizi çekemeyenler her zaman olmuştur. Onlardan biri de Ukrayna’da kendi kimliğini gazeteci olarak gizlemeye çalışan FETÖ’cü Yusuf İnan isimli şahıstır. Kendini gazeteci olarak tanıtarak Ukrayna’da yaşayan milletimizin arasına sızan Yusuf İnan 2014 yılında Ukrayna’daki Ahıskalı Türklerin yaşadığı Nikolaev kasabasını ziyarete gitmiştir. Ahıskalı Türklerin kültürlerini, örf adetlerini tanıtmak, sorunlarını çözmek vaadiyle çekim ve söyleşiler yaparak kendi sitesinde yayınlayacağını söylemiştir. Daha sonra ise gazetecilikten kurban kesim işine girmiştir. Avrupa’dan gönderilen kurbanları keserek dağıtmaya başlayan Yusuf İnan’a, bu kesim işinde ise baba oğul iki Ahıskalı Türk kendisine yardımcı oluyor. 1 buçuk yıl böyle devam ettikten sonra artık kurbanları İslami kurallara uygun değil, zayıf ve diğer kurallardan yoksun kurbanlıklardan kesmeye başlayan İnan’a itiraz eden Ahıskalı baba oğula, “Siz işinize bakın, benim işime karışmayın.” diyor. Kısa zamanda servet sahibi olan bu şahıs, “Fond İnan” isimli bir organizasyon kuruyor ve birilerinin gözüne batıyor ve darp ediliyor. Hastanelik olan İnan’ı ziyaretine yine yanında çalışan Ahıskalı Türk baba oğul geliyor, destek oluyor. Fakat Yusuf İnan hastaneden çıktıktan sonra bu baba oğul hakkında “Ahıska Çeteleri” diye haberler yayınlamaya başlıyor ve milletimize iftira etmeye başlıyor. Kendisine yapılan saldırı ile ilgili aklında kurduğu komplo teorileri ile milletimize iftiralarına devam eden İnan, DATÜB Ukrayna Temsilcisi Marat Rasulov tarafından T.C Kiyev Büyükelçiliği’ne, Nikolaev’deki Emniyet güçlerine ve diğer mercilere şikayette bulunuldu. Marat Rasulov, bu şahısla görüşerek eğer elinde Ahıskalı Türklerden suçlu olduğuna dair delilleri varsa bunu mahkemeye sunmasını, süreci hukuki yoldan takip etmesi gerektiğini, Ahıskalı Türk milletimizin adının böyle çirkin bir şekilde kullanılmamasını, bu alçak saldırısına son vermesi hakkında kendisine telkinde bulunmuştur. Kısa zaman sonra ise, Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişimi sonrası yurtdışına kaçan FETÖ'nün sosyal medya uzmanlarından olduğu ortaya belirlenen Yusuf İnan, MİT Başkanlığı tarafından Türkiye’ye getirilerek İzmir'de tutuklandı. Hain darbe girişimi öncesinde kurduğu internet siteleri ve sosyal medya hesapları üzerinden algı operasyonlarını gerçekleştirdiği belirlenen Yusuf İnan'ın, Pensilvanya'nın talimatlarıyla önemli siyasi şahsiyetler ile devlet yöneticilerini itibarsızlaştırıcı yayınlara imza attığı tespit edildi. Yaptığı sersem açıklamalar ve hastalığın diğer olguları kendinde bulundurması şahsın akli dengesinin yerinde olmadığı kanısına varmamızı sağlıyor ve belki de bunu kullanarak bir şekilde hapisten kurtulan Yusuf İnan bu alçak iftiralarına ve Ahıskalı Türk milletimizi hedef almaya devam ediyor. Ahıskalı Türkler dünyanın neresinde yaşamasına bakmayarak Türk Bayrağı için canını veren bir toplum olduğunu anlamayacak kadar gözü dönmüş bu kripto FETÖ’cü terörist, Ukrayna’daki Ahıskalılar tarafından Türk Bayrağının çöp konteynerine atıldığı iftirasında da bulunuyor ve toplumumuzun itibarını Türkiye Devleti ve milleti nezdinde zedelemeye çalışıyor. Bunların tipik FETÖ taktikleri olduğunu da siz değerli milletimizin bilgilerine sunuyoruz.
Biz DATÜB olarak, her zaman yaşadığımız ülkelerin dinine, diline örf adetlerine, yasalarına saygılı davrandık ve davranmaya da devam edeceğiz. FETÖ Terör Örgütü üyesi olan bu şahısın alçakça milletimizi hedef alan bu çirkin iftiralarını şiddetle kınıyor, bu şahısla ilgili olarak gerekli hukuki süreci başlattığımızı bildiriyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.