KURUMSAL
Sevgili dostlarım, Seçilmiş DATÜB Başkanımız adımlar atıyor, kurumumuzla milletimiz bütünleşiyor, insanlarımıza sağlanan maddi destek ile vatan Ahıska’da evler alınıyor ve bütün bunlar birilerini rahatsız ediyor? Sosyal medya ayaklanmasından, toplantı salonlarındaki çirkin iftiralara kadar uzanan süreç en sonunda ÇEKEMEMEZLİK SENDROMUNA dönüşüyor?
Peki bu ayağa kalkışımız neden rahatsız ediyor?
Sevgili dostlarım, soruyu bir başka açıdan yeniden soralım ve devam edelim; 2008 ve özellikle DATÜB’ün resmi kuruluş tarihi olan 2010 sonrası milletimizin hem Ahıska’ya dönüşü yolunda hem Türkiye’de yaşayan Ahıskalı’ların sorunlarının çözümü hem de çeşitli ülkelerde toplum halde yaşayan insanlarımıza yönelik faaliyetlerle kurulma nedenini fazlasıyla ortaya koyan DATÜB ve bu amaç uğrunda her anlamda yolumuzu açan lider olan Ziyatdin Kassanov, neden hedef?
Aslında “neden” her şey çok açık değil mi; Yıllar sonra PARÇALAR, ANA GÖVDEYLE KAVUŞUYOR!
Ve bunu sağlayan MERKEZ DATÜB, BUNU SAĞLAYAN LİDER KASSANOV, hedef tahtasına konuyor içeriden SALDIRILAR başlıyor!
Sevgili dostlar, Bu bağlamda özellikle geçmişi detaylandırarak geleceğe birlikte bakmayı deneyelim...
14 Kasım 1944 sürgünüyle başlayıp 1958-1960’lı yıllardan itibaren başlayan daha doğrusu başlatılan VATAN mücadelemiz DATÜB kurulana kadar parçalanmış şekilde devam ediyordu. Hatta Sovyetler döneminde milletimizin vatana dönüşü konusunda çalışmalar yürüten büyüklerimiz devlet yetkilileriyle görüşmelere ayrı-ayrı gruplar şeklinde gitmişler. Bunu gören yetkililer sizin amacınız aynı ise, aynı hedef doğrultusunda mücadele ediyorsanız neden birleşip gelmiyorsunuz diye sormuşlar. Bu gün çok şükür bütün bu ayrılmalar son buldu.
Sovyetler döneminde yapılan mücadeleler tabii ki, çok önemli. Bu doğrultuda ömrünü tüketti önderlerimiz. Ama her zaman olduğu gibi bizi parçalayan en önemli faktörleri maalesef içimizden söküp atamadık. Ayrı bir açıdan bakarsak eğer bu sadece Ahıskalılara mahsus bir eksiklik değil. Bu genellikle TÜRK-İSLAM aleminin yaralı yeridir. Fakat ne yazık ki, biz hala bu beladan kurtulamadık. Kurtulamadığımız için de başımıza daha büyük felaketlerin gelmesi kaçınılmazdır…
Sevgili dostlar, DATÜB’ün “kuruluş” detaylarını arındırır ve Ahıskalı Türklerin bir millet olarak mücadelesine tarihsel olarak bakarak bugünü anlamlandırmaya çalışırsak, bir detayı çok net görüyoruz: Mücadelemiz koridor köşelerinden SARAYLARA taşındı. 1980’li, 1990’lı, 2000’li yıllarda koridor köşelerinde verilen vatan mücadelesi bugün saraylarda müzakere konusu oluyor ve sorunlara çözüm aranıyor…
1) Ahıska Türklerinin de içerisinde bulunduğu TÜRK-İSLAM coğrafyası artık kendi gücünün ve kudretinin farkına varmalı! Bu birliğin bir parçası olan Ahıskalı Türkler de artık bir millet ruhu ile bütünleşerek kendi gücünün farkına varmalı ve tek yumruk şeklinde birlik ve beraberliğimizin devam ettirilmesi ve bu birliğin korunması yönünde adımlar atmalı. Konu sadece dernekler ve ya şahıslar meselesi değil. Mesele MİLLET ve VATAN meselesidir.
2) Merkez dediğimiz yani “Yıllarca süregelen VATAN RUHU bakiyesinin” kaldığı ve daha güçlü mücadele için kurulan DATÜB milletimizin hak sesi olmaya devam edecektir. Milletimiz yapılan çalışmaların farkında, onlar asla ve asla bu mücadele ruhunu her adımda yok etmeye çalışanların “oyunları” altında kalmayacaktır.
3) Bir “bütün” parçalardan ibarettir. DATÜB de milletimizin yiğit evlatlarının birleşerek meydana getirdiği bir bütündür. Bize düşen bu bütüne sahip çıkmak ve LİDER etrafında sık birleşerek vatan mücadelemizde daha başarılı olmaktır. Peki bundan sonra neler olabilir? DATÜB’ün Ahıska Türkleri’nin tek “MERKEZ” i olması bizim için ne kadar önemli?
Sonuç: Milletimizin haklı mücadelesi, haklarımızın iadesi ve VATAN Ahıska doğrultusundaki çalışmalarımızda DATÜB bizim yegane kurumumuzdur. En büyük hayali vatan topraklarının yeniden milletimizin ayak bastığı toprak haline gelmesi olan DATÜB bu hayale çok ama çok yakın... İçeriden-dışarıdan hatta “en dipten-en derinden” saldırı nereden gelirse gelsin bu yola çıkmış LİDER ve bu yola baş koyanlar asla dönmeden yolumuza devam edeceğiz...
Önemli not: Milletimize hizmet eden herkes bu milletin kalbinde ve tarihinde gereken yeri bulacaktır. Bence yegane ölçü bu olmalı. Bu güne kadar vatan Ahıskay’a gitme zahmetinde bulunamayan, “Ahıskalıyım deyip Vatan Ahıska’dır” diyemeyen zihniyet ne kadar konuşma hakkında sahip o da ayrı bir konu. Zaman geçtikçe et kemikten ayrılacak, kemikler ve etler gerektiği yerde kendine yer bulacaktır!
21.07.2017 Mevlüt IŞIK